SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 968 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

92 - (968) وحدثني أبو الطاهر أحمد بن عمرو. حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث. ح وحدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. حدثني عمرو بن الحارث (في رواية أبي الطاهر) أن أبا علي الهمذاني حدثه.  (وفي رواية هارون) ؛ أن ثمامة بن شفي حدثه. قال:

 كنا مع فضالة بن عبيد بأرض الروم. برودس. فتوفي صاحب لنا. فأمر فضالة بن عبيد بقبره فسوي. ثم قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يأمر بتسويتها.

 

[ش (برودس) هكذا ضبطنا في صحيح مسلم. وكذا نقله القاضي عياض في المشارق عن الأكثرين. وهي جزيرة بأرض الروم. (يأمر بتسويتها. وفي الرواية الأخرى: ولا  قبرا مشرفا إلا سويته) قال النووي. فيه أن السنة إن القبر لا يرفع عن الأرض رفعا كثيرا، ولا  يسنم. بل يرفع نحو شبر ويسطح].

 

{92}

Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr rivayet etti. (dediki): Bize ibni Vehb rivayet etti. (dediki): Bana Amru'bnü Haris haber verdi. H.

Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Vehb rivayet etti. (dediki) Bana Amrü'bnü Haris rivayet etti. —Ebû't-Tâhîr rivayetinde (ona da Ebû Alîyy-i Hemdânî, Hârûn rivayetinde ise: Sümâmetü'bnü Süfeyy rivayet etmiş) denilmektedir. demişki:

 

Fadâletü'bnü Ubeyd ile Rum diyarında, Rodos'ta bulunuyorduk. Derken bir arkadaşımız vefat etti. Bunun üzerine Fadâletü'bnü Ubeyd emir vererek kabrini düz yaptırdı. Sonra şunu söyledi:

 

«Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kabirlerin yerle bir yapılmasını emir buyururken işittim.»

 

 

İzah:

Ebû Aliy El-Hemdânî ile Sümâmetü'bnü Süfeyy aynı zâttır. İmam Müslim her iki râvîden hadîsi hangi lâfızlarla işittiyse, öylece rivayet etmiştir. Ebû Aliy, Sümâme'nin künyesidir.

 

Kaadi İyâz diyorki: «Müslim {Rahimehullah), Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kefenlenmesini ve defnini anlattı. Fakat yıkandığını ve namazının kılındığını söylemedi. Resululîah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yıkandığında hilaf yoktur. Fakat namazının kılınıp kıhnmadığı ihtilaflıdır. Bâzıları: Onun cenaze namazını kimse kılmamıştır. Halk yanına girip duâ ediyor ve dönüp gidiyorlardı; demişlerdir. Bunlar namazın niçin kılınmadığında ihtilâf etmişlerdir. Bir takımları faziletinden dolayı kılmmadığını söylemiş: O, kendisine cenaze namazı Kılınmaktan müstağnidir, demiş; diğerleri: Hayır, namazının kılınmaması, bu sebepten dolayı değil; imam bulunmadığı içindir, demişlerdir. Bu kavil yalnıştır. Çünkü farz namazlar için imamlık muattal ve münhal kalmamıştır. Bir de Hz. Ebû Bekir'e Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in defninden önce bey'at edilmiştir.

 

Bu hususta sahih olan kavil cumhurun sözüdür. Onlara göre halk Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in cenaze namazını teker teker kılmışlardır. Evvelâ bir gurup onun yanına girer ve herkes yalnız başına cenaze namazını kıldıktan sonra çıkarlar: yerlerine başka gurup girerdi. Böylece erkekler kıldıktan sonra kadınlar ve onlardan sonra çocuklar girerek cenaze namazını kılmışlardır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Pazartesi günü vefat ettiği hâlde Çarşamba gecesine yânı Salı gününün akşamına kadar defnedilmemesi, Müslümanların bey'at mes'eleleri ile meşgul oldukları içindir.»

 

Şayet (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in teçhiz ve defni hususunda ihtilâfa düşerlerse müracaat edecekleri bir imamları bulunsun, niza' ve ihtilâfa meydan verilmiyerek herkes onun emrine itaat etsin, diye evvelâ imam seçimine ehemmiyet vermişlerdir. Filvaki en mühim iş de o idi.